DUYGUSAL OLARAK GÜÇLÜ OLMAK

Hayat  bir dizi hikayedir ve her birimizin anlatacak muazzam hikayeleri vardır. Bu hikayelerde onlarca duygu durumu mevcuttur. Her hikayeniz güzel bitmemiştir, bazılarını aşmanız aylar sürmüştür, belki de bazıları ruhsal durumunuza kalıcı etkiler bırakmıştır. İşte bu durumlarda elimizde olan ve bizi ayakta tutacak olan, sonu kötüye giden olayların bize yıkmamasını sağlayan şey "duygusal güç"tür. Evet dostlar, yaşadığımız bir olayın bizim üstümüzde bıraktığı etki tamamen o olaya verdiğimiz tepkiye bağlıdır. 

Peki kötü bir olay yaşadıktan sonra bazıları gece rahatça uyurken, neden bazılarının sabaha kadar gözüne uyku girmez? Sırları nedir? İşte bugün bu konuyu inceleyeceğiz. Hadi başlayalım.


                                         Duygusal esneklik ve geçmiş deneyimler

Duygusal olarak güçlü insanlar acıyı daha az hissetmiyor ya da o olaydan sonra arkasını dönüp gittiğinde olayı birden unutmuyor. Onlar da aynı şekilde, aynı yoğunlukta bu durumları yaşıyor ve üzülüyor. Aslında burada kilit nokta acı eşiği, yıkım ve daha önceki deneyimlerdir. 

Daha önce birçok yıkım yaşamış biriysen, muhtemelen o duygularda daha güçlü olacak olan sensin. Duygusal farkındalık ve tepkiler de kas gibidir. Çalıştıkça gelişir. Sen bir duygu durumuna ne kadar çok maruz kalırsan onu aşabilmen de o kadar kolaylaşır.

 Rezil olmak, utanç duymak boş anlarınızda aklınıza gelip tekrar o duyguları hissetmenizi sağlayacak kadar güçlü duygulardır. Evet hoş durumlar değil fakat hiç rezil olmadan, utanacak bir şey yapmadan bu duyguları aşabilmeniz mümkün değil. Bu da kendinizi bol seçenekli bir dünyaya açmak zorundasınız demek. Kendinizi sürekli olarak yeni ortamlara sokmanız yeni insanlar tanımanız gerek.

                                                           Yeni deneyimler 

Kendi kabuğunda takılan, güvenli alanını belirlemiş ve bunun içinde dönüp duran biriysen  bana duygusal güçten bahsetme. Bu mümkün değil. Sen darbe almayı reddediyorsun. Riske girmiyorsun. Kendini acı çekeceğin durumlara sokmuyorsun. Dediğim gibi dostum bu durumlardan kaçtıkça güçlü olmayı bekleme. 

Sürekli olarak kendini yeni insanlara, deneyimlere açmalısın. Bu açıdan sosyalleşmen, sana değer katacak etkinliklere evet demen önemli.

Çıkacaksın sokağa, bazı ortamlara gireceksin. İnsanlardan kendin bazı şeyler isteyeceksin(bir işini yapmaları gibi), evet utanmayacak söyleyeceksin. Mesela birinden hoşlanacaksın açılacaksın belki reddedileceksin. Fakat bunların hepsi seni daha da güçlendirecek. Gittiği mağazada satış danışmanına bir şey sormaya çekinip, aradığını bulamayıp, çıkıp giden çok gördüm. Zamanında ben de kurumsal bir firmada part-time sd. olarak çalıştım. Bazıları tavırlarıyla belli ediyordu soru sorma isteğini fakat seslenip sorma cesareti bile gösteremiyordu. Bazılarıysa isteğini en ince detayına kadar yerine getirtiyordu. Sizce dışarıda bir yerde bu zıt davranışlara sahip iki insan bir olayda karşı karşıya gelse kim hakkını -hakkı olmasa da- alır? Cevap çok açık değil mi?
  
                                              Kendine bu kadar nazik davranma

Evet değerlisin, çok çalışıyorsun, fedakarlıklar yapıyorsun belki. Bunları ne için yapıyorsun peki? Daha rahat, konforlu bir hayat için. Buraya kadar her şeyde hemfikiriz. Fakat bazı anlarda kendine çok nazik davranıyorsun. Kendini bazı risklere sokmuyorsun. Kabuğundan çıkmıyorsun hiç. Bu durum seni güvende tutar fakat sana hiçbir şey katmaz. Bir düşün; bazı çocuklar sürekli evdedir, dışarı çıkınca mutlaka yanında biri olur. Koşmaz çünkü düşebilir, kaydıraktan kayarken ana-baba kontrolünde yavaşça kayar. Bindiği salıncak çok yavaş sallanır. Ve arkadaşlar bu çocuk tek başına hiçbir şey yapamamaya başlar. Çünkü doğumundan bu yana hep yanında biri vardır. Hiçbir darbe almamıştır. Bu çocuk biraz büyüyüp yalnız kalınca ve gerçek dünyayla karşılaşınca afallar. O yumuşak ve sıcak anne karnı ortamı bitmiştir artık. Sürekli çekinir, korkar, saklanır. Ve dünyaya anne baba eliyle öz güvensiz yapılmış bir birey daha gelir. 

Bir de ikinci çocuğa bakalım. Bu çocuk ailesi tarafından önemsenmiyor gibi görünebilir. Bu çocuk yürümeye başladığı andan itibaren dışarıdaki çocuklarla oynamaya başlar. Tektir, düşer kendi kalkar. Tektir, bir çocuktan tokat yer ve onu koruyacak kimse yoktur, karşılığını kendi verir. Bacakları yara bere içinde, defalarca düşmüş kalkmış ve kendi başına kalkmayı öğrenmiş bir çocuk olur. Kendi gözyaşını kendi silmeyi öğrenmiş bir çocuk.. Bu çocuğu farklı bir şehirde tek başına bırakın, muhtemelen bir yolunu bulup eve dönecektir. 

Az önce satış danışmanına soru sormaya çekinen ve çekinmeyen insan örneği vermiştim. Şimdi bu çocukları o insanlarla eşleştirin bakalım kim kimle eşleşiyor. 

Kıssadan hisse, sen o tokatı yemezsen nasıl acıttığını ve ne tepki verdiğini bilemeyeceksin. Sen o reddedilmeyi yaşamazsan o duygu durumuyla nasıl başa çıkacağını bilemeyeceksin. Acı duydukça ve bu acıları aştıkça tecrübe kazanacaksın. Şu farkındalığa var: Bir karar verme aşamasındaysan ve bu şeyi bariz şekilde yapmak istemiyorsan -korktuğun, utandığın, çekindiğin için- lütfen "evet" de. Yaşa o duyguları dostum. İlk sunumu yapmak için gönüllü ol mesela. Kalk ayağa 50 kişinin önünde bacakların, sesin titreye titreye yap sunumunu. Bitirdikten sonra kendine duyduğun gururu ve yaşadığın öz güven patlamasını hisset. İşte sen bu kararları verdikçe, riske girdikçe güçlü olacaksın. Hem duygusal hem statü yönünden hem de mental açıdan.

"Büyük bir utanç duyduktan sonra derin bir nefes al, olumlu düşün, eskiden yaşadığın olumlu anları düşün" tarzı tavsiyeler bekleme benden.  

                                                             Meşgul ol

Bir meşguliyetinin olması duygusal güç açısından kritiktir. Yaşadığın bir olayın ardından yatağına gömülüp kendini arabeskle uyuşturuyorsan o olayı atlatman pek mümkün değil. Bu yüzden kendini bir şeylerle meşgul et. Mümkünse tek başına olma. Yanında duygularını belli edemeyeceğin uzaklıkta insanlarla bu meşguliyeti yaratman kafanı dağıtmana ve bu süreci atlatmana yarar. Şimdi diyeceksin ki; "nereye kadar meşgul olup uzaklaşabilirim ki? Gece kafamı yastığa koyduğumda aklıma gelmeyecek mi?" Evet gelecek fakat sen bu olayı yaşadıktan sonra iyi kötü yoluna devam edebilmiş ve bir irade göstermiş olacaksın. Bu da tam anlamıyla bir duygusal güç göstergesidir. Ne demiştik, darbe yesek de yürümek lazım.Şunu kabul et, yaşadığın durum herkesin başına gelebilir. Yoluna devam etmeyi bil dostum. Ben yaşadığım kötü bir olayın ardından dersler çıkarır ve daha motive bir halde hedefime yürürüm. Acı beni kabuğuma itmez, aksine ortaya çıkıp kılıcımı daha güçlü sallamam için motive eder. Acıdan gözyaşından bu şekilde beslenmeyi bilmelisin. 

Duygularına göre yaşama. Hayal ettiğin yaşama yönelik duygularını yönet. Ya duyguların seni içine çeker ve akıntının götürdüğü şekilde ilerlersin, ya da bir irade gösterirsin işine bakarsın duyguların senin istediğin yöne gider. İşte asıl mesele bu. 



































DUYGUSAL OLARAK GÜÇLÜ OLMAK DUYGUSAL OLARAK GÜÇLÜ OLMAK Reviewed by moderkek on Haziran 07, 2020 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.